Londra Notları Kapanıyor… / Sizi şöyle alalım :)

Merhaba,

Londra Notları adlı blogumu yakında kapatacağım. Onun yerini yeni sitem ingilizfiliz.com alacak. İlgililere duyurulur 🙂 Eski yazılarımı yeni sitemden de okuyabilirsiniz.

ingilizfiliz.com resmen açıldı 🙂 Abone oldunuz mu?;)

Sitemin Facebook sayfası da aşağıda, beğeni’lerinize açıktır 🙂 “Like” ederseniz mutlu olurum.

https://www.facebook.com/ingilizfiliz/

Bugüne kadarki destekleriniz için çok teşekkürler, artık bu blogda yazmayacağım. Yeni sitemde görüşmek dileğiyle!

Ingiliz Filiz Logo2

 

İçimizi Kurutan Çığlık: anKARA!

anKARA katliamıyla ilgili söylenebilecek her şey söylendi, yazılabilecek her şey yazıldı belki. Yeni bir şey söylemeye çalışmak anlamsız. Ama tazecik güller kendi kendine solmaz. Solduruldular. Hem de barış istedikleri için. Ne acıdır ki, ülkemde artık barış istemek suç oldu.

Bana kalan, Zülfü Livaneli’nin bir zamanlar yazdığı “Kan Çiçekleri”nin sözlerini tekrarlamak sadece: “Gülleri solduran gülebilmezmiş.” Tek tesellimiz bu…

guvercinKanınız yerde kalmasın. Nurlar içinde yatın.

#bariskazanacak  #inadinabaris #yastayiz #yastayizisyandayiz

12144906_10153283973778095_2050873476739875463_n

Büyükler İçin Boyama Kitabı’yla Hayallerinizi Rengarenk Boyayın!

Hepinize merhaba! 🙂 Hafta sonuna girerken sizlere eğlenceli bir aktivite önerisine ne dersiniz? Geçtiğimiz günlerde bir akşam iş çıkışında, arkadaşım Özlem’le Drink, Shop and Do adlı kafe-barda yetişkinler için boyama dersine gittik. Bu etkinlik, şu an Londra’da büyük bir trend olmuş durumda. Akımın yaratıcısı, “Esrarengiz Bahçe” kitabının çizeri Johanna Basford kendisini “mürekkebe aşık bir çizer” olarak tanımlıyor. Çizimlerini İskoçya’nın kırsal kesiminde yer alan evinin etrafındaki bitki örtüsünden esinlenerek yapıyor. 2013 yılında basılan kitap, dünya çapında 1 milyondan fazla satış yapmış, 22 farklı dilde yayımlanmış; Türkiye’de de çok satan kitaplar listesine girmiş. Doğrusu büyük başarı! Ayrıca kitabı alıp boyayanlar eserlerini sosyal medyada, özellikle de Instagram’da paylaşıyorlarmış.

Kapıda bizi karşılayan kara tahtamız eğlenceli bir saatin habercisiydi.

Yukarıda da görüldüğü gibi kapıda bizi karşılayan kara tahtamız eğlenceli bir saatin habercisiydi. Gittiğimiz mekan Kings Cross’ta bulunan Drink, Shop and Do (İç, Satın Al ve Yap) idi ve sağ olsun etkinliği ücretsiz düzenledi. Keçeli kalemleri ödünç verdiler, bir saatte bitiremeyeceğimiz kadar çok boyama sayfası dağıttılar. Normalde keçeli kalem arka sayfaya iz bıraktığı için kitap boyuyorsanız pek tavsiye etmem ama biz orada tek tek yapraklara boyama yaptığımız böyle bir sorun yaşamadık. Pastel boyanın ucu böyle ince çizgili boyamalar için çok kalın, sulu boya da arkaya geçirir, dolayısıyla bu tarz boyamada en iyi araç kaliteli, canlı renklere sahip kuru boya olsa gerek.

Zaten resim yeteneği olan arkadaşım boyama işini sevdi. (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Zaten resim yeteneği olan arkadaşım boyama işini sevdi. (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Mekanın internet sitesinde etkinliğin bir saat süreceği yazılı olduğu için kendimizi ona göre ayarlamıştık. Ama bir saatte tabii ki bir sayfayı bile bitiremedik! Açlıktan ölmeseydik daha da kalacaktık, millet daha duruyordu. Ama yemek fikri galip geldi ve mekandan çıktık.

IMG_5091

Boyalarım, biram ve ben… (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Harıl harıl boyarken biz :) (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Harıl harıl boyarken biz 🙂

Arkadaşım Özlem'in bitmiş eseri harika oldu! (Fotoğraf: Özlem Atak)

Arkadaşım Özlem’in bitmiş eseri harika oldu! (Fotoğraf: Özlem Atak)

Drink, Shop and Do'da satılan yetişkinler için boyama kitapları... (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Drink, Shop and Do’da satılan yetişkinler için boyama kitapları… (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

İzlenimlerim neler mi? Çocukluğumun üstünden 20 yıldan fazla zaman geçtiği için, bu boyama işinin ne kadar zevkli olduğunu unutmuşum!  Gerçekten boya yapmak insanı günlük hayatın stresinden ve dertlerinden uzaklaştırıyor. Kafayı boşaltıp ruhu sakinleştiriyor. Mutlaka deneyin derim! İlla sosyal bir ortama gerek yok, Basford‘ın yazdığı Esrarengiz Bahçe’yi buradan alıp evinizin konforunda boyama yapabilirsiniz. Türkiye çıkışlı Büyükler İçin Boyama Kitabı‘nı da buradan satın almak mümkün. Hele de yanında kafanıza göre güzel bir müzik ve içecek olursa, değmeyin keyfinize! 🙂 Sosyal olmak istiyorsanız, arkadaşlarla bir evde toplanıp boyama günü ya da gecesi bile yapabilirsiniz. Neden olmasın? Çocukları olanlar onlarla boyayıp boyun saatlerini kendilerinin de zevk aldığı bir şey yaparak doldurabilirler 🙂

IMG_5089

Drink, Shop and Do’nun dış görünüşü… (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Boyama etkinliğinin gerçekleştiği, özgün bir konsepte sahip kafe-bardan da biraz bahsedeyim. Yukarıda fotoğrafı görülen mekan 2010 yılında açılmış. Burada bir kısmı ücretli, bir kısmı ücretsiz olmak üzere, değişik konularda (genelde güzel sanatlar ve dans alanlarında) etkinlikler düzenleniyor. Burada robot yapmayı, çizgi roman karakteri çizmeyi, Beyonce gibi dans etmeyi öğrenebilirsiniz!

Gündüzleri kafe olarak hizmet veren mekan akşamları bara dönüşüyor, dolayısıyla belli bir saaten sonra alkollü içki servisi var. Girişteki dükkan kısmından alışveriş yapılabiliyor. Estetik objeler, kitaplar, Londra ile ilgili değişik, hediyelik eşyalar satılıyor.

Mekanın girişi ve dükkan bölümü...

Mekanın girişi ve dükkan bölümü…

Burası küçücük bir yer, ama Noel partilerini burada düzenleyen şirketler, bekarlığa veda partisini burada gerçekleştiren gelin adayları bile varmış. Dolayısıyla bir nevi sosyalleşme merkezi denebilir. Gözlemlerime göre daha çok 20’li ve 30’lu yaşlarındaki genç kadınların takıldığı bir yer Drink, Shop and Do. Ama gruplar içinde az sayıda erkek de yok değildi. Gitmek isteyenler için adres ve saat bilgisi aşağıda…

Drink, Shop and Do'nun ana salonu...

Drink, Shop and Do’nun etkinliklerinin gerçekleştiği ana salon…

Adres: 9 Caledonian Road, Kings Cross, London, N1 9DX

Açık olduğu saatler: 

Pazartesi-Perşembe: 10:30-00:00
Cuma: 10:30-02:00
Cumartesi: 10:30-02:00
Pazar: 10:30-20:00

Hepinize rengarenk hayallerle boyanacak mutlu bir haftasonu dilerim! 🙂

Sonbaharın Rüzgarına En Etkili İlaç Nedir? Hint Yemeği!

Londra’da yağmur ve soğuk bu sene kendini erken gösterdi. Daha Eylül gelmeden havalar bozmaya başladı. Geçenlerde yağmurlu bir akşam, iş çıkışında çok acıkmıştım. Haydi dedim eşime, Pakistanlıların mahallesine gidelim yemeğe. Eşim de şaşırdı, çünkü ben pek Hint yemeği sevmem. Neden mi? Çünkü acıyla hiç aram yoktur. Hintlilerin çoğu yemeği acılı, acı olmayanlara da o kadar çok baharat koyuyorlar ki, kasenin içindeki sosta yüzen şey et mi tavuk mu, neredeyse o bile belli olmuyor 🙂 Bu pişirme tekniği yüzünden, balığı, eti kendi lezzetini ortaya çıkaracak şekilde pişiren Türk yemek kültüründen gelen ben, Hintli kardeşlerimizi esefle kınıyordum. O kadar sos koysan en tatsız şey bile lezzetli olur gibi geliyordu bana. Ama eşimin hararetli tavsiyelerine dayanamayarak bir kere buraya gittiğimde gördüm ki her şey çok leziz. Dolayısıyla Hint yemeklerini artık seviyorum diyebilirim.

Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak

Acısız kuzu eti Lamb Korma (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Aslında Hint değil, Pakistan yemeği demeliyim belki de. Bu iki komşu ülkenin yemek kültürleri aşırı benzese de Pakistan yemeği tanımlaması sanki daha doğru olacak. Çünkü camekanında “kesinlikle içki satmayız” yazan, katı tavırlı Müslümanların mahallesinde bulunuyor bu içkisiz ve helal lokanta. Gittiğimiz yer Hindistan-Pakistan kökenlilerin oturduğu, güney Londra’daki Tooting semti. Lokantanın adı ise Spice Village (Baharat Köyü). İsmiyle müsemma derler ya, aynen öyle! 🙂 Burayı bize eşimin bir İngiliz arkadaşı tavsiye etmişti. İyi ki de etmiş! Önden bizdeki hesap bidavaya, üç değişik sosla servis edilen papadom adlı kıtırlar geliyor. Yemekler hem şahane, hem de çok ucuz. Porsiyonlar da büyük, doymamak söz konusu değil 🙂 Hatta fazla gelince paket de yapıyorlar. Servis yapan garsonlar kibar ve güler yüzlü. Eskiden burada sadece nakit alırlardı, artık belli bir meblağın üzerindeki hesaplarda kredi kartı da geçerli. Mekana bu sefer gittiğimizde bir de ne görelim?! O salaş, gösterişsiz lokanta yeniden dekore edilmiş; adeta üzerine bir Pakistan düğünü şatafatı ve parıltısı eklenmiş. Allah dedik, fiyatlara yansıtmışlardır bunu. Ama fiyatlar artmamış. Bunun için bir artı puan daha bizden Spice Village‘a!

Neler mi yedik? Başlangıç olarak nohutlu, yoğurtlu sıcak bir yemek, ki hafif acılıydı ama muhteşemdi. Adı samosa chaat. Eşim sinirsiz, ağızda dağılan yumuşaklıkta bir kuzu eti yedi. Yani Balti Ghosht. Ben de acı olmayan az sayıda yemekten Lamb Korma, yani acısız, hindistancevizi sütü soslu kuzu etini ve biryaniyi seçtim, ama eşimin yemeği daha güzeldi. Çünkü bence bu sos, tavuk etiyle daha çok yakışıyor. Chicken Korma almak daha mantıklı olabilirdi. Bu biryaninin güzel yanı, kuzu etli veya tavuklu veya deniz mahsullü veya sebzeli, yani aklınıza gelecek her malzemeyle yapılabilmesi. İstediğinizi seçebiliyorsunuz. Bu Hintliler tuzlu, tatlı ve mangolu olmak üzere üç çeşit yoğurtlu içecek yapıyorlar. Adına da lassi diyorlar. Tatlı ve mangoluyu tabii ki denemeyi aklımdan bile geçirmedim! 🙂 Ama tuzlu olanı bildiğimiz ayran. Baharatlı Hint yemekleriyle de güzel gidiyor. Burada da çektik ayranımızı anlayacağınız 🙂 Kalanları da paket yaptırdık. Yedik güzelleştik 🙂

Harika nohutlu başlangıç yemeğimiz... (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Harika başlangıç yemeğimiz samosa chaat (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Eşimin yediği ana yemek... (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Eşimin yediği ana yemek Balti Ghosht (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Nefis biryani, yani etli / tavuklu / deniz ürünlü pilav... (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Nefis biryani, yani etli / tavuklu / deniz mahsullü pilav… (Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak)

Buranın müşteri kitlesi hem beyaz İngilizlerden, hem de Pakistanlı ve Hintlilerden oluşuyor. Ailelere de uygun. Siz de yağmurlu bir sonbahar akşamı içiniz üşürse, Spice Village’da alın soluğu. Pişman olmayacaksınız. Tooting dışında Ilford ve Southhall’da da şubeleri var. Herkese bol baharatlı günler! 🙂

Lokantanın internet sitesi: http://www.spicevillage.co.uk

Adresi: 32 Upper Tooting Road, Tooting, London, SW17 7PD

Açık olduğu saatler: 

Pazartesi-Perşembe arası ve Cumartesi-Pazar: 12:00-00:00
Cuma: 14:00-00:00

KAHVENİN KOKUSU KIŞIN DAHA GÜZELDİR…

Londra’nın bence en iyi kahvesini yapan Monmouth Coffee ile ilgili yazımı İnci Yalçın Kahve Keyfi blogunda yayımladı! Tekrar teşekkürler 🙂

KAHVE KEYFİ

Bu hafta Filiz hanımdan gelen Londra kokulu bir yazıyı okuyoruz..

Blogumun adı “Londranotları” olmasına karşın genelde Londra’ya özgü olmayan şeyleri yazıyordum. Konular öyle denk gelmişti. Ne zamandır bahsetmek istediğim kahveci ise yaşadığım kentin ısısının gece eksilere düşmeye başlamasıyla öncelik kazandı, buraya oturdu 🙂 Londra’da 1978’den bu yana turist cenneti Covent Garden’daki minicik dükkanıyla hizmet veren bu kahvecinin adı; Monmouth (Coffee Company).

cup

Burası, yalnızca çiftliklerden ve kooperatiflerden aldığı kahveyi kavuran, özel bir yer. Pek çok kişiye ve bana göre de kentin en iyi kahvecisi. Zira kapısında kısa da olsa her daim kuyruk oluyor. Burada toplamda ancak 15 kişinin oturabileceği, “komünal” masalarda oturup sıkışık şekilde kahve içme seçeneği cazip gelmediğinden genelde çoğu kişi kahvesini “take-away” (paket) alıyor. Bu minicik dükkanın alt katındaki imalathane 2007’de Bermondsey semtinde bir yere taşınmış ve her gün şubelere taze kahve artık buradan gönderilmekte.  Monmouth’un ikinci şubesi de 2001’de Londra’nın Perşembe, Cuma ve Cumartesileri ziyaretçilerini ağırlayan…

View original post 254 kelime daha